Bay A

Hayatınızı bir anda yedi yıl geriye alabilir misiniz? Hani her zaman söylenen veya istenen şu kutsal şey var ya. İşte kimileri der ya bazen “hey gidi gençliğim” yada “hey gidi günler hey” işte bunun gibi bir şey. Bir anda yedi yıl gençleştiğinizi düşünün... Benim gibi bir matematikçi yerine koyun kendinizi. Hayatınızın rakamlar olduğunu ve işinizde en iyi olmak içinde her duyguya bir rakam vererek işkolikliğin verdiği asosyallikten kopmamak içinde her duyguya her formüle bir insani duygu koyduğunuzu düşünün. Evet ciddi anlamda bir rakam takıntısı olan ismini hatırlayamadığım yada googladan araştıramayacak kadar sevmediğim hastalık. Sevmememin sebebi insanlara bununla ilgili bir açıklama yapmam. O genel içerisine dahil değilseniz bir birey olarak çok zor bir duruma düşebilirsiniz. Anlatamıyorsunuz çünkü insanlara. Onlar işin sosyolojik boyutu. Bu 3 kapısı her zaman açık 8 gibi değil mi? Neyse. Ama sosyoloji ailede başlar. O Sekize ailesel sorunları koyabilirsiniz. Neyse. İkinci kez neyse diyorum ama Neyse ne ya. Bunca rahatsızlığın arasında bunlardan hiç kurtulmadan hayatım tam 7 yıl öncesine gitti. Rakamlara olan takıntım dan kaynaklanan bir başka mutasyona uğramış rahatsızlık sanmayın bunu. Çünkü 7 hiç bir şeyi temsil etmiyor. Zaten var olan bir temsiliyetine başka bir anlam yüklemeye çalışmak eskilere ayıp etmek olurdu. Bunca şey hala devam ediyor derken 7 yıl öncesine nasıl gidebildiği mi soruyorsunuz gibime geliyor. Bence sormalıydınız. Nasıl oldu bende bilmiyorum ama aslında ne kadar zaman öncesine gittiğimi bilmiyorum. Tarihin hangi çatlağına sıkışmış bir toz parçası olmuşsa aşk, devlerin ayak izlerinin altında gelmiş bizi bulmuş. 7 rakamını kullanmamın sebebi ise olayın mistik yanı. Yani anlatılamaz. O yüzden bu detayları kalem üstü geçelim. Kafayı yemiş tabirine bir örnek teşkil eden matematikçi olarak ortalıklarda gezinirken, sosyal medyasına sadece kendisinin özentiliğini saklayacak kadar özensiz arkadaşlar yerleştiren bir çevrede bu hikayenin devamını nasıl getirebilirim. Ya ben iyice çıldırıyorum. Yada bir şeyler çoktan başladı... Matematiği bırakıp, mitolojiye mi dönmeliyim. Yoksa biz matematikçiler hayatın veri değerlerini çıkartarak ortada işlenecek bir data bırakmayıp kendi permütasyonlarımızı mı şekillendiriyoruz. Ben bu hayattan hiç bir şey anlamadım. Tek söylenen o toz parçası üretilemeyecek bir permütasyon. Sadece onu korumam gerek. Kimler mi söylüyor. Bana bunları yazdıran Bay A ve yardımcıları.

Süvarike

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Unutulmaz Film Karakterleri | Cilalı İbo

Unutulmaz Film Karakterleri | Turist Ömer

Düşündüğünüz her şeyin gerçek olma ihtimali.