Beklemek
Beklemek evet. Gandi'nin sessiz direnişi gibi bazen. Bazense güneşin doğuşunu izlemek için doğuya yüzünü çevirmiş sahil kedileri gibi beklemek. Hiç kimseye hiç bir şey demeden sessizce beklemek. Gözlerini kapatıp etrafında dönen dünyanın saçma sapan renklerine bulanmış bir hayatın bir gün durmasını beklemek. Yada gözlerini bir anda açınca bir saniyeliğine de olsa saçma sapan renklerin istediğin resmi oluşturmasını beklemek. Doğum yapmak üzere olan bir annenin çocuğunun kokusunu hissetmeyi beklemesi gibi beklemek. Cezası bitmek üzere olan bir mahkumun hiç tanımadığı yüzleri göreceği o caddeye gitmesini beklemek gibi beklemek. Göç eden kuşların arkasında bıraktığı iki ayrı dünyanın yaşayanlarının beklemesi gibi beklemek. Baharın tadından doyumsuzluğa ulaşamamışların sonbahar aşıklarını beklemeleri gibi beklemek. Ölmek üzere olan bir hastanın dünyadan bütün umutlarını yitirip cenneti beklemesi gibi beklemek. Bir bardak sütü kabına koyacak olan yaşlı bir kadını bekleyen kedi gibi beklemek. Bulunduğu delikten çıkıp çocuklarına yiyecek götürecek bir farenin kediyi beklemesi gibi beklemek. Savaşın ortasında biten cephane ile finansmanını sağlayan bir silah taciri gibi beklemek. Biten mermileri ile süngü hücümüna çıkacak bir askerin bir arka safta koşmak için önüne geçecek arkadaşını beklemek gibi beklemek. Koşarken düşmeyi beklemek gibi beklemek. Fotoğraf çekinmeden önce basılacak olan deklanşörün yaşattığı iki saniyelik gerilimi beklemek gibi beklemek. Düşüncelerin aktarılması için önüne koyulan boş bir kağıdın cesaretini kırıp ilk mürekkebi damlatmanı beklemesi gibi beklemek. Neyi beklediğini bilmeden beklemek gibi beklemek...
Yorumlar