TÜLDEN KANATLAR

Önümde kocaman bir duvar. Sağımda ve solumda da var. Arkamsa alabildiğine boş. Duvarın ardından duyabiliyorum özgürlüğün sesini ve görebiliyorum aralardan sızan ışığını. Arkamda karanlık var ama aklım duvarın ardında. Ayaklarım ise tam ortada.
Aklım ardına heves ettikçe, taşları saydamlaşıyor duvarın. Ve daha çok fark ediyorum karanlığını ardımın… saydamlığı yetmiyor ama bana. Sadece görmek doyurmuyor özgürlüğe açlığımı. İzlemek değil erişmek istiyorum ona. Ruhumu salmak istiyorum taştan duvarın ardındaki özgürlüğün huzuruna. Yürümeye başlıyorum ona. Taşları oynamaya başlıyor her adımımda. Belli ki ben özgürlüğe hasretim, taşlar bana. Yaklaştıkça fark ediyorum bir puzzle’dan oluştuğunu duvarın. Üstelik her parça; bir tabum, bir batılım. Birine atıyorum önce elimi, bozup yıkmak istiyorum taşlaşmış tabularımı. Olmuyor ama. “sır doğru parçayı bulmakta” diyorum kendime. Teker teker deniyorum sökmeyi tüm taştan parçaları. Olmuyor yine de. Ben zorladıkça yitirmeye başlıyorlar şeffaflıklarını ve sesler yükseliyor ardımdaki karanlıktan. Annemin, babamın, öğretmenlerimin ve patronlarımın sesi birbirine girmiş hiç durmadan ne yapmam nasıl davranmam gerektiğini söylüyorlar. Sesler yükseldikçe kapanıyorum kendime, ardından küçüldüğünü hissediyorum gözlerimin, ellerimin ve tüm gövdemin. Telaşa kapılıyorum ilkin. Ama cesaretin almasıyla korkumun yerini, taşlaşmış tabular çıkıyor duvar olmaktan. Tüle dönüşüyorlar kararlı bakışlarımın karşısında ve soluğumun ulaşmasıyla yanlarına, kanat oluveriyorlar omzuma.
                                                                                                                             Yelda ARITAŞ

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Girdap

Düşündüğünüz her şeyin gerçek olma ihtimali.

Unutulmaz Film Karakterleri | Cilalı İbo