KUKLA
Biliyorum bir gün gelecek ve zaman aşımına
uğrayacak bu ihanet davası. Bir tarafın diri diri yanışını zaman yok sayacak
akıllarda. Bize erkeğinin orospusu olmak
diye bir şereften bahsederlerdi bir zamanlar büyüklerimiz. Bilirdim
anlamını, mecazını yaşatırdım. Peki bir orospunun erkeği olmak nasıl bir şey?
Aradaki farkı idrak edebilseydin zaten ne sen bu yazıların çirkini, ne ben bu kalemin nefreti olurdum değil mi? Kimse
kimseyi adam etmez bu dünyada. Bunu gördük de
adam gibi görünenin şeklinin, benliğinin promosyon karakter misali nasıl
çabuk tüketildiğine aklımız eremedi. Sana susan dillerim kopsun, sana nefretimi
bu denli güzel anlatan ellerim kırılsın, senin uğruna atan yüreğim taş olsun
emi…
Bir zamanlar tüm özgünlüğüm ile varoluşuna
duyduğum sevgi ve serbest bırakmak olarak adlandırılan saygım ile tutunamadığın
gerçek hayatın; seni iki elmacık kemiklinin ellerinde kukla yaparak photoshop
kazançların altına imza diye şekillendirmesi ne
kadar da ucuz.
Bugün kırgın değil, nefret doluyum sana.
Dilimde öyle çok kötü kelam yuvarlanıyor
ki anlatamam. Anlatsam onlarla yuvarlanır tepetaklak olursun. Beynimde öyle
tiksinti verecek haller içerisinde canlanıyorsun ki farkında olsan bir nefesi
dahi fazla görürsün hayatına. Gel gör ki şimdilerde soluduğun o günahkar nefesi
bile bir kadın, başka bir kadın daha ve başka bir kadının 7 ceddinin komutuyla
alabilecek kadar sefil bir kuklasın. Hani odanda ahşaptan bir tane vardı.
Şekilden şekle sokar sonra fotoğraflarını çekerdin. Küçücük. Sen ne şekle
sokarsan öyle kalır poz verirdi. İtirazı olamayacak kadar odun, gözyaşı
olamayacak kadar kuklaydı çünkü o. Çünkü o sensin şimdilerde. Çünkü sen o.
Sana bir ah daha ettim bugün. Bana susan
dillerin kopsun, bana yalanlar yazan ellerin kırılsın, bir zamanlar benim için
attığına inandırdığın lakin şimdilerde bir bilmem ne için hareketlendiğini
sandığın yüreğin yok olsun diye.
Bugün
yorgun değilim, üzgünüm sadece. Senden çok kendimden midem bulanıyor bugün.
Bir zamanlar büyüklerimin elimize tutuşturduğu
iplerle atkılar, bereler örerdik biz. Bir adabı, bir modeli olurdu çıkarılan
örneklerin. Şişi tutuşumuz, ilmeği atışımız ahlakına uygun olurdu. Bir ters bir
düz yapardık ama ortaya şahane bir el emeği göz nuru çıkardı. Sen kadar ipleri
ele alınmış bir modelin haroşe bir hayatta ilmeklerinin sökülmesi, ortaya çıkan
şeklin güzel bir kafaya çorap örmesinden ibaret oluşu ise bir hayli şaşırtıcı.
Bir gün bana hainlik yapan eller sana
yapmayacak mı sanırsın. O eller ki ipini öyle bir yerden kesecek ki ortada
kalışından ne sen bir daha bendeki özgürlüğüne varabileceksin, ne de bir
başkası bu kadar sefil bir kuklaya tekrar hareket vermek isteyecek. Sen tozlu
bir sahnenin kullanılmayan eşya arşivinde yok olmaya yüz tutarken ben o
sahnenin en güzel oyununda ayakta alkışlanacağım.
LOCA...
Yorumlar