Sessizliğin Tınısı


Kendimize aykırı bulduğumuz biçimler dahi bizim birer parçamızdır.Olanı olduğuyla kullansaydık,hayal güçlerimizi yitirirdik.Biçimimiz ne olursa olsun içimizde ki öz aynıdır.
Bizler insanız,bizler hayvanız,bizler bitkiyiz.Darwin amcanın evrim teorisini reddederek kendi egolarımızı dört köşe zevke yatırmayı amaç edindiysekte bizler bu doğada olan herşeyiz.Çocukken rüyalarımda rengarenk maymunlar ve dev karıncalar görürdüm.Evimizin salonunda gezinirler,gizli duvar geçitlerinin arkasına girerlerdi.Uç noktalarda olan bir çocuk değildim ama benim uç noktalarım hayallerimdi,hala da öyle.Hayat benim için her zaman yağlı boya tablo gibiydi.Usta ressamı tanrı olan.Bazen beyaz bir tuvale iki üç fırça darbesi atar ve sanatı yaşatırdı,sanatla beraber doğayı ve insanı.Hayran olduğum en büyük eseri canlıydı.Sınıflandırmadan bir bütün haline getirdiği canlı.Belki insan belki hayvan belki bitki.Hissedebilmekti canlı olmak ve hissedebilmekti yaşamak.Bir örnek versem mesela,bir bitki hissedemeseydi yağmuru,kökünü çıkarırmıydı yukarıya?
Hüznü,sevinci,dostluğu,aşkı,ihaneti,kederi hissetmesek neredeydik şimdi? Deriden oluşan farklı kılıflara konmuş olabiliriz ama aradığımız şey aynı.Aynı hisler,duygular.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Girdap

Düşündüğünüz her şeyin gerçek olma ihtimali.

Unutulmaz Film Karakterleri | Cilalı İbo