Kuluçka Makinesi

“Tanrım, erkekler kadınlardan daha mı üstün? Biliyorum sen de onlardansın ama lütfen soruma dürüst yanıt ver.” Kelimesi kelimesine hatırlayamasam da bu mektubu okuduğumda epeyce sarsılmıştım. Çocukların tanrıya yazdığı mektuplardan oluşan kitapta, onlarcasından biriydi bu mektup. Şimdi bu kız çocuğunun tanrıya sorduğu bu soru hepimizi aydınlatmalı. Cinsiyetler arası eşitliği savunan kadınlar, bu savunularını önce kendilerine ispatlamalı ve erkek hegemonyasının baskısından kurtulmalıdırlar.

Son yıllarda ayyuka çıkan kadına şiddet haberleri eksilmiyor gazetelerin üçüncü sayfalarından. Kocasından, patronundan, çocuklarından şiddet gören hatta katledilen kadınlarla dolu akşam haberleri. Bu durumu kimse inkâr etmiyor, edemiyor. Peki ya hükümetin kadınlara uyguladığı şiddet? Kadına şiddet haberlerinin altında “oh ne iyi yapmış erkek milleti” diyen bir köşe yazarına ya da aydına rastlamamışken nasıl oluyor da hükümet eliyle uygulanan şiddeti savunanlar çıkabiliyor? İkiyüzlülük değil de nedir bu? Üstelik de kürtaj başlığı altında yapıyorlar tüm bunları. Ama ben kürtaj meselesini tek başına ele almaktan yana değilim.

Sezeryanla başlayalım önce. Şu meşhur sezeryan yasağıyla. Neden ve ne için böyle bir yasak getirir bir hükümet? Bizimki hiç utanmadan söylüyor nedenini. “sezeryanla doğurmuş bir kadın, en fazla iki doğum yapabilir sağlık gereği”. Yahu minareyi çaldın, kılıfını da hazırlasaydın be adam. Kim kaç çocuk doğurmak isterse o kadar çocuk yapar. Kime ne? Kişinin özlük haklarından doğan seçimlerden hükümete ne?

Kürtaj yasaklanıyor bir de. Yasaklanacak ne yanı var kürtajın? Keyif verici zararlı operasyon mudur kürtaj? Sigara yasağı gibi basit bir konu mudur bu? Bir kadın düşünün ki en büyük hobisi kürtaj yaptırmak olsun. Mümkün müdür? Hayır efendim. Kürtajı yasaklayan zihniyet, bu operasyonun kadına zevk ya da keyif vermediği hatta tam aksine ona, hem bedeni hem de manevi acılar verdiğinden habersiz midir? Hiç sanmam. “Benim bedenim benim kararım” dan öte “tecavüzcümle mi evleneyim?” dir bu yasak. Gel gör ki Sayın Akdağ da tuzunu biberini ekti “Tecavüze uğrayan kadın doğursun. Gerekirse devlet bakar” dedi. Şöyle ki bir kadın olarak bu sözleri işitince, içindeki ilkel uyanıyor insanın ve ağız dolusu küfür edesi geliyor. Yahu sokaklardaki evsiz çocuklar, tinerciler az mı geldi bu devlete. Yoksa arkadaşsız büyümesinler diye onların aralarına yenilerini mi eklemek istiyor? Tecavüzü meşrulaştırmanın yanında kadını metalaştırmak değil de nedir bu tutum? Merdiven altı kürtaj operasyonu yapan firmaların önünü açmak değil de nedir? Elbette tecavüz sonucu doğacak olan çocuğun bir suçu günahı yoktur ama o daha çocuk hatta cenin bile değilken annenin bedeninden sonra bir de hakkına tecavüz etme isteği neden? Kadının o anı yok saymaya çalışıp hayatını devam ettirme çabasını göz ardı edip onu, dokuz ay hatta ve hatta ömür sürecek bir acıya sevk etmenin gereği nedir? Ama yok. Kadın bir kuluçka makinesidir ve ne olursa olsun yumurtlamalı, varlık sebebini yerine getirmelidir öyle değil mi? Önünden bir kadın bir de domuz geçince abdesti bozulanların istediği de bu değil midir? Kadının karnından sıpayı sırtından sopayı eksik etmemelidir sonuçta.

Yakında doğum kontrol yöntemleri de yasaklanacak böyle giderse. Hatta genelevlerde bile… Nedir bu nüfus artış isteğinin sebebi? İlle de en az üç çocuk dayatması niyedir? Bu sezeryan ve kürtajın peşine bir de Etüt ve Beslenme Okullarını da kapatıp yasaklama yolunda hükümet. Şimdiye kadar ki bütün niyelerin cevabı, bu olası yasada saklı gibi öyle değil mi? Çalışan annelerin imdadı değil mi bu okullar? Evet öyleler. O zaman ne yapmalı; imdatlarına baltayı vurmalı. Vurmalı ki kadın çalışamasın.

Sezeryanı, kürtajı yasakla ki kadın daha çok mahsul versin. Çalışan kadınların imdadını yasakla ki o kadınlar evlerinde kalsın aman ha sokağa çıkmasın. İki kere iki dört ise böylece kadınlar sosyal hayattan koparılıp evlerine hapsedilirler. Peki bilmez mi bu erkekler, kadınlara en az kendileri kadar ihtiyaçları olduğunu.

Şimdi de ben soruyorum. Ey tanrım! Topraktan da doğabiliyorken insan, kadınları niye yarattın?

Yelda ARITAŞ

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Girdap

Düşündüğünüz her şeyin gerçek olma ihtimali.

Unutulmaz Film Karakterleri | Cilalı İbo