Sana Kızan Tebessüm
İÇERİ
Loş ve dar bir odadaydı. Gözleri
bağlı olmasına rağmen, rutubetten klostrofobik bir yerde olduğunu
anlayabiliyordu. Omuzlarına asılan eller, onu sandalyeye oturttu. Ellerini ve
ayaklarını oturduğu sandalyeye bağladılar. Sonra ölüm sessizliği çöktü, ve ruhu
birkaç saniye için huzur buldu. Her gün; hep aynı saatte, aynı yerde bir ruhu
olduğunu hatırlardı.
Ayak sesleri kırdı zamansızlığı.
Başından aşağı buz gibi su döküldü. İnsan buna alışamıyordu. Ruhu bedenine
döndü. Daha çok susturulmuş acı bir haykırış; dişlerinin arasından bir hırıltı
duyuldu. Ruhu üşüdü. Kahkalar duydu; ve suratına okkalı yumruk indi.
DIŞARI
Kollarından kavramış eller, onu
derbederliğin içinde sürüklüyordu. Önlerinden geçtiği koğuşlar sanki bomboştu.
Tek bir tıkırtı bile yoktu. Korku belki, belki keder, belki çaresizlik; ama en
önemlisi yanlızlık buralarda hüküm sürüyordu. Artık aynalarda bile göremiyordu
kendilerini bu insanlar. Bir başkasını farketmelerini beklemek aptallıktı.
Omzunu tutan ellerden biri onu bıraktı. Parmaklıkların sürüldüğünü duydu. Hala
omzunu tutan el de gevşedi. Yüzü koyun yere düştü. Saçlarından kavradı biri ve
koğuşa doğru sürükledi. Ardından parmaklıklar kapandı.
Derin bir nefes aldı. Sanki
sonsuzluğu içine çekmek ister gibiydi. Karanlıkta er yordamıyla küçük koğuşunda
karyolasına ilerledi. Duvarlara baktı; tebeşirle çizilmiş pencereye,
pervazındaki fesleğene, dışarı da koşuşturan çocuklara baktı. Artık onu
heyecanlandırmıyor, kalbinde umutlar filizlenmesine neden olmuyordu hiçbir şey.
Artık acı da hissetmiyordu. En değerli varlığı karşısında, şeytandan satın
almıştı bu meziyeti. Her gün yeniden ölmektense, ruhsuz bir adam olarak
yaşamayı seçmişti.
Dizlerini karnına çekti. Kimse onu
duymuyordu. Kimse onu sevmek istemiyor, kimse onu anlamak için çaba
sarfetmiyordu. Bir yalanla yaşayanı çok görmüştü ama, koca bir yalanı yaşayan
şehirlerce insanı burda tanımıştı. Penceresi olsaydı dahi; fesleğeni, önünde
koşuşturan çocuklar, belki bir merhaba diyeni; artık umursamazdı. Çünkü bunca
zaman sonra, betondan koğuş olamayacağını öğrenmişti. Her birimiz bir koğuştuk
aslında ona göre. Duvarlar kalplerimizi çevreleyebilir, ruhumuzu hapsedebilirdi
ancak. Öyleyse kim dışarda olabilirdi ki? Artık kim görebiliyordu aynada
kendini. Ruhlarımız bizleri çoktan terketti.
İÇERİ
Bir yumruğun ardından, diğeri;
ardından bir diğeri patlıyordu yüzünde. Nefesi kesiliyordu. Ağzından oluk oluk
kan geliyor, onca zamandır ilk kez ağlamak istediğini hissediyor ve haftalar
sonra yeniden çığlık çığlığa haykırıyordu. Bu acının karşısında şeytan bile
payına düşenden vazgeçiyordu. Odada zafer kahkahaları, hüzünlü feryada
karışıyordu. Daha çok buruyorlardı ruhunu feryat figanı duydukça. Daha fazla
acı çıkıyordu genizlerden. Müthiş bir çığlık duyuldu. Kulaklar sağır oldu ve yeniden
ölüm sessizliği doldu odaya.
Ellerini kurtardı bağlı olduğu
yerden. Ardından bacaklarını hareket ettirdi. Gözündeki bandı bir hışımla
indirdi. Tam yüzüne patlamak üzere hareketlenmiş yumruk duruyordu karşısında,
ve diğer her şey çirkin bir heykelden farksız haldeydi karşısında. Ona
doğrulmuş yumruğu kavradı. Eli tanıdı. Diğerlerinin ellerine dokundu tek tek.
Hepsini tanıyordu. Hepsinden nefret ediyordu. Odadaki masaya ve üzerindeki
kesici aletlere ilişti gözünü. Oraya yöneldi. Aklında büyük bir muhakkeme
vardı. Masanın başından son kez dönüp adamlara baktı. Hala bir heykelden
farksızlardı. Uzanıp büyükçe bir bıçak aldı ve adamların yanına döndü. Önce
biri, sonra bir diğeri; tek tek tüm elleri kesti. Alev alev yanan ruhunda izin
olan, tüm elleri ayırdı bedenlerinden. Elindeki bıçağı odanın uzak köşesine
fırlattı. Sonra da yarattığı bu vahşet sahnesine baktı. Huzur vericiydi.
DIŞARI
Devasa bir çelik kapının önünde
duruyordu. Kapıyı kapalı tutan büyük kolu kaldırdı; eliyle itti metalik
ayraçlarını. Yüzünde dans etti içeri sızan ilk ışıklar. Gözlerini ovuşturdu.
Derin bir nefes aldı; sanki sonsuzluğu içine çekmek istiyor gibiydi. Bir adım
attı eşiğin üzerinden, ve sonra diğeri. Aynı anda ardındaki binadan çığlıklar
yükseldi. İfadeleri unutmuş yüzüne küçük bir tebessüm yayıldı.
Yorumlar