Nokta


Nokta. Yeni bir cümle öncesinde gelen bir işaret olduğunu söylemek yerine hep cümleyi bitirirken kullanmamız gerektiğini öğrettiler. Bu yüzdendir virgüller ile aramda bir bağ var. Hayatımdakilerin bana öğrettiklerinin içinden başka bir pencere açmışım kendimce. Onların kurallarına başka bir bakış açısı getirmişim benliğimi oluşturan düşünceler ile.
Adım Burak. 28 yaşında bir Edebiyat öğretmeniyim. Sabit bir işim, iki ayda bir çift aldığım ve pirimler ile hesaplayamayacağım bir maaşım ve bir çok insanın rüyalarını süsleyen bir eve sahibim. Yapmam gereken ise sadece dershanede öğrencilere ders vermek kurum için reklam kampanyaları hazırlamak. Sahip olmadığım tek şey ise sanırım “özgüven”. Çünkü ne zaman zor bir anım olsa durumu istediğim kıvama getirecek nakit paraya sahiptim. İşe bu yüzden “bir gün her şey elimden giderse” sorusu son zamanlarda beynimi kemirmeye başladı. Zaten var olan bir düşüncenin ürünüydü beynimdeki kemirgen kurtcuklar. Elimdeki her şeyi bir kenera bırakıp kitaplardaki yada filmlerdeki gibi hindistana Budist rahiplerin yanına mı gitmeliydim? Yoksa artık gerçekten bir sevgili mi edinmeliydim bilemedim. Çalıştığım eskort firmasından gayet memnunum aslında ama duygusal anlamda 17 yaşında ki platonik aşık ergenler gibi hissediyorum. Keşke birisi bana ne olduğunu söyleyebilse. Çocukluğumdan beri noktaların yeni bir cümlenin başlanması için kullanılmasını anlatmak yerine virgülleri sevdirdim insanlara. Sorunun asıl kaynağı bu. Evet sorunun nerde olduğunu bilecek kadar zekiyim. Olmasam zaten onca reklam firması kapıda beklerken çalıştığım kurumun reklam işlerini ben yapmazdım.
                Geçen gün canım çok sıkıldığında ve kafamı meşgul eden bunca sorunun arasından kurtulmak için kiraladığım eskort kız ile luna parka gittim. Uzun zaman önce bir köşeye  attığım anıyı tekrar canlandırmak için  gerçekleştirdiğim bu eylem saçma sapan adı olan o adrenalin salğılatan makinede eskort kız için lolo ile sonuçlandı. İtiraf. Heyecan vericiydi. Yukarıda geçirdiğimiz iki dakika gerçekten dorukta hissedilen iki dakikaydı. Sonuç. İner inmez kızdan kurtulup eve dönüş. Hayatınızda herşeyi elde edince, yani maddi anlamda, ister istemez manevi yada duygusal bir boşluğa düşüyorsunuz. Çünkü çevrenizdeki herkes sizin için değil bir çıkarı olduğu için yanınızda oluyor. Borç para verince herşey güzel, istemeden daha rutin arkadaş aramalarında bile kötü. Kötü çünkü tel açılmaz, geri dönülmez. Taki bir daha arayana kadar. İş arkadaşlığım süperdir ama iş arkadaşlarımda öyle. En favori mekan fotokopi odası. Hep beraber toplanıp odayı duman altı yaptıktan sonra herkesin yüzünde mutlu bir tablo. Durumu toparlamayamam, bunu çevremeye yansıttığım anlamına gelmez. Benim ki sadece bir iç çatışma. Aradığım şey ise bir masal olan kuleye kapatılan, dış dünyanın kötülüklerinden bi haber olan bir bakire. Bir düş olan cennetin düzeni olan anarşizim gibi. Çünkü uzun düşünceler sonucunda temizi kirletmeye olan kazandığım bağışıklılığın krizlerini geçiriyorum.  Beyaza damlatılan ilk siyah damlanın hazzını arıyorum. Korkulacak yada tedirgin olacak bir durum yok. Bende insanım ve alıştırılanların yapışa kalmış alışkanlıklarını yaşıyorum.  

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Girdap

Düşündüğünüz her şeyin gerçek olma ihtimali.

Unutulmaz Film Karakterleri | Cilalı İbo