Karalama

   Sensiz İstanbul'un tek farkı Galata merdivenlerine açılan kaymakçının, merdivenlere kaymak dökmesi oldu. Yani en azından rüyamda böyleydi. Saçma sapan bir şiir yazmaya çalışırken sürekli gerçekleşen halüsinasyonlar saçma sapan şiirin içine sokuyodu. E rüyanın kalan kısmını sen düşün. Kabuğunda çürümüye yüz tutmuş yer yüzüne meydan okurcasına küçücük bir ağaç yetiştiren salyangozdan bahsetmeyeceğim bile. Tamamlayamadığım senaryonun son sahnesini buldum. Sensiz İstanbul'un pek bir farkı olacağını sanmıyorum zaten. Şehirlere değer katanlar o şehirlerin insanlarıdır. Yaşadığın şehirlerin yağmurlu havalarından bahset bana. Bi Ege, bi Akdeniz, bi Marmara..  
    Sanatı körükleyen şey nedir sorusunu sordular, aşktır dedim ama sanırım tam olarak doğru cevap değildi. Aşk her zaman ulaşılmamak ister. Nedense zor olanı sevmiştir hep. Herşey yolunda gitse bile bi süre görüşmek istemiyorum der. Kalırsınız öylece. Bu soruya bi anda böyle cevap vermekte saçmaydı zaten. Aradığı hayatı kısa vadeli yaşamasıdır diyelim. Kimselerin olmadığı bir kumsalda şarap içip yıldızlara karşı çırılçıplak uyumaktır diyelim. Arta kalan bi başınalıkta düştüğün boşlukta çıkan mırıltılarada sanat denir işte. Körükleyen bi etken yoktur yani. Neyse. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Girdap

Düşündüğünüz her şeyin gerçek olma ihtimali.

Unutulmaz Film Karakterleri | Cilalı İbo