insanın yaşam çizgileri arasındaki enteresan armonisi

   Evrenin, yaşam çizgileri arasındaki enteresan armonisini dinlemek için sanırım önce algıların yükselmesi lazım. Kim bilir kaç kişi bunu zamanında hiç farketmeden yaptı. İnsanoğlunun iletişimi açısından hayatların kendinden bağımsız noktada birleşmesi nasıl bir iletişim dilidir? Hayat bize anlaşamadığımız insanda daha neler anlatmaya çalışır ki? Ayrılıp bambaşka hayatların peşine düşen insanoğlu geçmişinden ne kadar uzağa gidebilir? İşte bu ve buna benzer soruların ortaya çıkmasının tek sebebi insanın neden sorguladığını iyi bir paradoksa çevrilememesinden. İnandırılamayan insanların ortak problemlerinden birisidir mesela inandırılmak istenmek. Her inanmayan bir inanan tarafından inandırılmaya çalışılır. Oysaki kimse ortaya çıkan armoniye bakmaz. Kendi notalarını düzgün çalmak isteyen müzisyen gibidir. Dikte. Eski bir çin sözüne göre, karşılıklı bağırarak konuşan iki insan kulakları için değil, kalbinin işitmesi için bağırır gibi bişi demişti. Oysaki ilk başlarında muhabbetin herkes ne kadar da sakindi. Ama devriklerdi. Tınılar yükselmeye başladıkça o altında yatan nedenler çıkmaya başladı ortaya. Kavga ederken anlaşılmayan ve birbirine çarpan sözler birbiri içerisine girip dağılmaya başlıyor. Armoninin ilk notaları bunlar işte. Asansörde yada yolda hiç tanımadığınız halde sözlü iletişime geçemediğiniz ve bilinç altındaki korkuları yaşatmanız ise notalar arası es gibi. Bugün başıma gelen bir olay. Uçaktan indikten sonra otobüste dışarıyı şu çirkin İstanbul'u izliyorum. Bi kadın oturdu yanıma. Uykusuzluk, can sıkıntısı, yol derken öyle suratsız öyle uzun sakallı bir adamım. Önümde de kocaman, yırtık pırtık bir çanta. Ayağa kalkabilseydi inanın oturduğu yerde öte kaçmaktan vaz geçer kalkardı. Durumu anladım. Arada sırada böyle iç geçirirmişcesine amin bismillah felan diyorum ama çok bellide olmuyo. İyice tedirgin oldu kadın. Çantayı açtım. Derin bir nefes çektim yine kelimeleri mırıldanarak felan. Kadın sanırım felç olmak üzereydi. Kitabı çıkardım. Charles Bukowski'nin, Sıradan Delilik Öyküleri. Siniri bozuk bir şekilde kimseye hiç birşey çaktırmadan gülmeye başladı. Çevirip kafamı bakmadım. İstemeye istemeye okuttu bana kitabı uykusuz uykusuz. Dış görünüşünüz ile ön yargılara maruz kalabilirsiniz ama dönüp bir merhaba demek şarkının bütün rengini değiştirir. Yani işin özü konuşabilmeli insan. Karşısındakine ufakta olsa bir el kaldırabilmeli. Selam olsun varlığımızın saygı duyuşlarına, selam olsun varlığımızın saygı duyuşlarına yada selam olsun farklılıklarını koruyarak yaşayabilmeyi bilenlere, selam olsun farklılıklarını yaşatanlara saygı duyanlara...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Girdap

Düşündüğünüz her şeyin gerçek olma ihtimali.

Unutulmaz Film Karakterleri | Cilalı İbo