Uzay Boşluğu 3. Gün

    Uzay boşluğunda yalnız başınıza kaldığınızda yapmak istediğiniz şeylerin bir listesini çıkarmak için öyle çok bir vaktiniz olmuyor. Herşeyi düşünmekten hiç bir şeyi yaşayamıyor insan. Ağacından yeni üretilmiş taze oksijen özlemi ile hayaller kurup duruyorsunuz. Çok fazla hemde. En son aklıma takılan şey ise dünyanın en pahalı şeyi nedir sorusu. Paha biçimi aklınıza gelebilecek herşey olabilir. Bir çocuğun eski dinlerde tanrıya kurban edilmesi için elden verilmesi yada bir arkadaşınızın geleceği için kendi geleceğinizi feda etmeniz. Sizin için nedir bu bilmiyorum ama sanırım benim için yaşamak için artı bir gün daha. Ölüm defteriniz dürülmüş öyle müsait bir yerinize işaret edercesine uzatıldığı zaman aklınızdan ilk geçen bir gün dahadır. Kanser hastaları için artı bir gün, savaşta tepesine bombalar yağan çocuklar için artı bir gün, nükleer patlama sonucu radyasyona maruz kalan insanlar için artı bir gün ve benim gibi uzayda bir başına dünyasına dönmek isteyen birisi için artı bir gün çok şey ifade eder. Kimisi o bir günü ister, kimiside istemez. Zaman, herkes için aynı akan ama farklı ifadeler barındıran bir kavram.
     15. kattan aşağıya düşen bir pastırmanın sonunun ne olacağı nasıl tahmin edilemezse buradan benim dünyaya serbest dalışım sonucu başıma gelecekler pek tahmin edilemez. Uçmakla ilgili bir problemim yok, benim korkum düşeceğim yerdeki ezilecek olan çiçekler. Çocukluğumdan beri merak ettiğim uzaya sonunda kavuşmam ve onun içinde ondan bağımsız hareket eden bir cisim iken benden ne kadar haberdar olduğunu öğrenememem çok ironik. Gerçi sorun bende de olabilir...
    Bir şeyden eminim ki insanoğlu var olduğu yere mutlaka kendi varlığından bir şeyler yapıştırmaya çalışıyor. Mesela uydular yada Voyager 1. O uzayda biz buradayız diyen ve evrene atılmış en garip mesaj. Dünya dışı varlıklar ile iletişim kurmaya çalışırken nasıl olurda birbirimiz ile iletişim kuramaz ve savaşırız. Birbirini anlamayan insan toplulukları, yani toplumlar kitlesel halde iletişim özürlü. Olmasaydı zaten bu kadar savaş  olmazdı. İnsanlar birbirlerini öldürmez, mallarını çalmaz ve özgürlüklerine pranga vurmazdı. Uzaylılar ile iletişime geçsek ne olacak? Ne kadar süre anlaşılabilir bir iletişim kurarız belli değil. 12 saat çalışan insalara askeri ücret adı altında minimum yaşam ücreti ödenen sistem içerisinde yaşamaya alışmış bir toplum  ile uzaylılar arasında nasıl bir sohbet olabilirki? Yer yüzü tabiatında bulunan nadir elementler tükenme eşiğinde ve dünya dışı, derin uzay madenliğini adı altında bir sektör oluşmaya başlamışken hele. İki damla petrol için binlerce insanı öldüren insanoğlu, tıpkı güleryüzlü bir şeytan gibisin...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Girdap

Düşündüğünüz her şeyin gerçek olma ihtimali.

Unutulmaz Film Karakterleri | Cilalı İbo