Meydan Mum Işığında
Konak
Meydanı hala meydan mıdır bilemem. Ya da bilirim ama dilim varmaz demeye. En azından
hala coşkuludur, hala biraz çocuk, biraz yaşlı; İzmir’imin orta yeri.
Kemeraltı
Çarşısı, koca koca binaların ardında saklanıyor sanki meydandan. Yine de
olmazsa olmazı çığırtkan sesleri yüzünden, sobeleniveriyor hemencecik. Dört
yanımı sarmış olan meydan; Arnavut
kaldırımı taşlarıyla döşeli. Onu caddeden ayıransa; yemyeşil çimenlikleri…
Oturduğum bankta; sağ kulağım çığırtkanlarda, sol kulağım ise trafik
gürültüsünün arasından martı seslerini ayırma çabasında. Çimenlerin ortasında
duran ince uzun fıskiye havuzu, caddeyi görmeyelim diye yapılmış sanki. Havuz,
o bilmem kaç şeritli caddeyi gizleyip İzmir Körfezi’ni açıyor görüşüne meydan
sakinlerinin. İster oturup denizi, vapuru, martıları seyret sevgilinle, ister
Arnavut kaldırımda kaç yüksek ökçeli kırılacak diye bahse gir kardeşinle. Peki
ya şu tam karşımda duran Saat Kulesini nasıl anlatmalı ki. Yerden yükseldikçe
küçülen çevresiyle kas katlı diyesim geliyor benim, ama en iyisi demeyeyim.
Heybetli mi heybetli ve bir o kadar da romantik. Hatta etrafını sarmalayan
palmiyeler sayesinde belki biraz da egzotik. Saat Kulesi denildiğinde; yanında
palmiyelerle canlanıverir insanların gözlerinde. Benim düşümde beliren resimde
ise muhakkak altında fotoğraf çekilen, insanlar vardır bu heybetli, romantik,
hatta egzotik kulenin. Bir de kuşlara yem atan çocuklar çevresinde. Arkasında
ve hemen sol yanında duran koca koca hükümet binalarını pek sevmem ben. Sağındaki
koca betonla arasında kalan mini minnacık bir cami vardır bu kulenin. Gerçi şu
an önümden geçen yüzlerce insandan her hangi birine ne olduğunu sorsam bu
yapının, kaçının cami olduğunu bileceğinden şüpheliyim. İzmirlinin her camiyi
tanımaması gavurluğundan mıdır, yoksa; dinden, ırktan vesaireden soyutlanmasından
mıdır? Karar sizin.
Gündüz
bir çocuğun doğum günü pastası gibidir burası. Neşeli ve renkli. Sonrasında gün
batarken yavaş yavaş, çiftler kalır meydanda sarmaş dolaş sadece ve açılınca
Saat Kulesinin ışıklandırması, Meydan; mükellef bir sofra, Saat Kulesi ise
ortasındaki kokulu mum artık çiftlere. Mum gibidir bu meydan, gündüz neşe gece
romantizm kokar.
Yelda Arıtaş
Yorumlar