Akıl Hastanesinin Not Defterinden...

Akıl hastanesinin not defterinde birbirine yapışarak gizli kalmış bir sayfa buldu doktor. Hastaneden ayrılalı uzun zaman geçmiş bir hastasının not defterinde yazan bu gizli sayfaları bütün doktorlara okumaya başladı. Şöyle yazıyordu;
      
          " Ben onu dinlemedim, oda beni anlamadı. Ben onu anlamam için nasıl anlatması gerektiği anlatırken, o bana kendi anladığı şekilde anlattı herşeyi. Oysaki biz uzun zamandır sevmiştik birbirimizi. Ben bir kalemdim oda bir kalem traş. Çok seviyordu ve her hali ile ince ince güzel güzel yazılmasını istiyordu ama ben biteceğini söyledikçe o yazının güzelliğine kapıldı. İncelen kalem olarak durup düşündüğümde bu yaptığında ne kadar haklı olduğunu anlayamadım. Siz bilemezsiniz kalemin ucu ne kadar biterse tekrar açmak için o kadar çok harcarsınız kaleminizden. Bunu bir kalem olarak bende yeni anladım. O ise, anlaşamadığımız zamanlarda o göz yaşları ile paslandırdı kendisini." doktor kafasını kaldırıp yarım bıraktığı notun arasında bir bardak su içti. Herkes öylece hikayenin nereye gideceğini merak ederken içeriye uzun boylu orta yaşlarda bir bayan girdi. Kafa selamı verdi ve bir manken edası ile taşıdığı elindeki şık küçük kırmızı çantasını masaya koydu. Ceketini çıkarttı ve gözükleri altından doktora doğru hafif bir "evet anlatmaya devam et" bakışı attı. Doktor sudan küçük bir yudum daha alarak, yüzük parmağından yeni çıkmış ve hala izi belli olan yüzük yerinde baş parmağını gezdirdi ve az önce masaya oturan kadının eline doğru kaçamak bir bakış atarak nota geri döndü. 

         " O paslandıkça ben sırf pasından kurtulması için daha çok ve hızlı yazmaya başladım. Beni her açışındaki pası o kendi üstümdeki ahşap ile yok olup gitti. Ve altından çıkan kalem traş ise aynı değildi. Kelimeler hepsini anlatmamıştı henüz ama kafalara takılacak soru işaretlerinin hepsi birbirimize olan dürüstlüğümüz ile kaldırılabiliyordu. Her zaman olmasada kısmen tabi. Ama ne ben onun demir olduğuna takıldım nede o benim bir ağaçtan geldiğime takıldı. Biz her zaman bizi kesen yada bizi döven insanlara takıldık. Her zaman bir birimize karşı dürüst olduk. Ta ki son kavgamıza kadar. Yeni taşındığı evinde dördüncü günüydü, sordu, "iki gün en kötü gündü benim için sence hangi gün bunlar" diye. Çok fazla düşünmedim. Duymak istediklerini söyledim. Oysaki cevap yanlıştı. Birisi ilk gün. Taşındığı zaman. Hani kalem biterde dik tutarak sonuna kadar bastırarak yazarlarya işte onun gibi bir şekilde çalıştığım gün, ikinciside meraktan öldüğüm halde arayamadığım işten hastalanıp erken çıktığı ve acılar içinde kaldığı cumartesi akşamı. En kötü iki gün. Bir tarafın ellerinin bağlı, diğer tarafınsa kelimelerin saklı olduğu." Masada bir telefon çaldı ve doktor kafasını kaldırıp telefonunu sessize almaya çalışan diğer meslektaşının telefonu susturmasını bekledi. O sırada boşta kalan baş parmağı tekrar yüzük parmağına doğru gitti ve hiç içmek istemesede bu hareketinin anlaşılmaması için bir yudum su daha içti. Okumaya devam etti. 

        " Ondan sonra ise kelimeler hep daha acı verici, hep daha bir yalnız bırakılmanın öfkesi ile harmanlandı. Bir kalem olarak bitmek sorun değildi. Tekrar saplanıp toprağa, çıkan ağacımdan yeni kalemler üretebilirdim onun için. Üzen tek şey biten bir kalemin bir ağaca dönüşemeyeceğine inanmasıydı. Oysaki bütün herşey temizlenmiş bütün kömür tükenmişti." Doktor eli ile kimsenin bitip bitmediğini anlayamadığı notun yazılı olduğu kitabı kapattı. Kitabı koymak için arkasını döndüğünde eli ile parmağını ovdu ve odadaki insanlara doğru eğildi. "Kim tutturdu bu günlükleri bu hastaya" diye sordu. "Kimden aldı bu defterleri ve kalemleri? Neden okumadı, neden takip etmedi  hastayı ölmeden önce" diye sordu. Kalabalık sessizdi. Aralarından kırmızı çantalı olan kadın "siz" dedi ve ayağa kalkarak ekledi; " Gözlerinizi kapatıp dinlemediğiniz her cümlenin sonradan duyulan pişmanlığı ile siz." dedi. "Kapılıp gittiğiniz kapalı dünyanıza dokunmak isteyen her kelimenin tekrar okunmasını istemeyen siz. Elinize defteri alarak söz hakkına kavuşmanız gerçekleri yönledirebileceğiniz anlamına gelmez" dedi... 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Girdap

Unutulmaz Film Karakterleri | Cilalı İbo

Düşündüğünüz her şeyin gerçek olma ihtimali.